Translate

24 Nisan 2017 Pazartesi

Bugün kendinize bir iyilik yapın

Bugün kendinize bir iyilik yapın ve sadece iyilik ve sağlık düşünün, konuşun; hastalık değil. Hastalığı, ağrılarınızı ne kadar çok düşünüp, dile getirirseniz, zihin bunu çok önemli sayar ve rahatsızlığı bir öncelik olarak kaydeder.
Şimdiye kadar hep bunu yaptınız ama size nasıl bir faydası oldu? Her gün, her gün "şöyle ağrılarım var, ay kendimi bugün çok kötü hissediyorum" diye konuşup durdunuz da ne oldu? Bir şey değişti mi? Sizi aşağı çekmekten başka bir yararı oldu mu?
O zaman bir de tam tersini yapınca neler oluyor bir deneyin. Sağlığınız için teşekkür edin. Bedeniniz kendisini nasıl iyileştireceğini biliyor... elini kesiyorsun beden hemen tamir ediyor. O halde diğer arızaları niçin tamir edemesin? Bilinçaltı zihin ekranımızda gördüğümüz her şeyi gerçek sanıp, onu illa ki oldurmaya çalışıyor. O zaman kendinizin en sağlıklı ve mutlu halini düşünün sürekli, o saf salak bilinçaltınızı öyle bir kandırın ki bunu da oldurmaya çalışsın. Bir de bu yolu deneyin. Ne kaybedersiniz ?
sevgiyle kalın <3
Tülay Okcu

ha bir de elinizi korkak alıştırmayın,yorum da yapın 
:D

23 Nisan 2017 Pazar

Serotinin, yani mutluluk hormonu, nedir ve ne iş yarar ?





Beyin nöronlardan oluşan kompleks bir sistemdir. Nöronlar arasında iletişimi sağlayanlar ise nörotransmiter adı verilen kimyasallardır, yani sinir hücreleri arasında  elektrik sinyallerini taşımakla görevlidir.Bunlar bir sinir hücresinden aldıkları elektrik sinyalini diğerine aktararak, beynin çalışmasında hayati rol oynarlar.
Bu nörotransmiterlerden iki tanesi olan Serotonin ve Dopamin, ruh halinin, uykunun, iştahın ve hareketin düzenlenmesinde çok önemli bir role sahiptir. Dopamin özellikle hazzın tadılmasında ve diğer duyguların tecrübe edilmesinden sorumludur.
Serotonin beyinde salgılanır ve vücudun çeşitli noktalarında üretilir. Genelde merkezi sinir sisteminde ve mide-bağırsak kanalında bulunur. Merkezi sinir sistemindeki Serotinin, ruh halini, uykuyu, iştahı, öğrenmeyi, hafızayı, cinsel ve sosyal davranışları düzenlemeye yardım eder. Mide- bağırsak kanalındaki serotinin ise sindirim düzenlemekle görevlidir.

13 Nisan 2017 Perşembe

Beynimizi mutluluk hormonları salgılaması için nasıl kandırabiliriz ?



Bilinçaltımız çok ama çok saftır ve de saf olduğu oranda da çok kolay kandırılabilir. Biz olumsuz şeyler düşündüğümüzde, zavallı bilinçaltımız gerçekten mutsuz olduğumuzu düşünür ve ona göre salgıladığı kimyasalları değiştirir, stres hormonu salgılamaya başlar, hatta mutluluk hormonların üretimini kısar. Hatta bu mutsuz düşünme hali devamlı tekrarlandıkça, zihin ekranımız, bu mutsuzluk dosyasına bir de kısa yol yaratır. Biz aynı şeyleri düşündükçe beyin de aynı kimyasalları salgılar, aynı kimyasalların etkisinde kaldıkça  bu kimyasallara bir bağımlılık gelişir, tıpkı sigara bağımlılığı gibi. Bağımlı olduğumuz şey elimizden alındığında yoksunluk çekeriz; işte bu nedenle mutsuzluk hali de bağımlılık yaratır. Onun için de çevremizde mutsuzluğu bir yaşam biçim haline getirmiş insanlar çoktur, adeta acı çekmekten zevk alırlar... oysa ki onlar da bir mutsuzluk bağımlılığı gelişmiştir.

D vitamini nerden alırız?


Tabi ki en doğal kaynak güneştir. Ancak son yıllarda adeta bir güneşe çıkma fobisi yarattılar ve bu fobiyle doğru orantılı genel bir D vitamini eksikliği gelişti. Saat 10 ila 15 arası güneşe çıkarsan cilt kanseri olursun algısı oluştu. Bu zaman diliminde güneşe çıkanlar neredeyse intihar eğilimli muamelesi yapıldı.
 Oysa D vitamini cildimiz tarafından üretilir ve bunu sadece sabah 10 ila öğleden sonra 3 arası yapabiliyor, onu da ancak ilkbahar, yaz ve sonbaharda yapabiliyor. Sabahın erken saatlerinde ve saat 15ten sonra ve ayrıca kış aylarında güneş ışınları güçsüzdür ve bu nedenle sadece UVA ışınları atmosferden içeri süzülebilir, çünkü UVB ışınları ozon tabakası tarafından emilir. Ama cilt D vitaminini ancak UVB ışınlarıyla yapabiliyor. Sonuç olarak 10 ila 15 arası güneşe çıkmadığınız sürece, cildiniz D vitamini üretemiyor.
Öyle saatlerce güneşe oturmanıza da gerek yok. Günde yarım saat yeterli, eğer açık tenliyseniz önce bir on dakika ile başlayın, her gün bir kaç dakika arttırın. Yüzdeki deri ince ve hassas olduğu için başınız gölgede kalabilir. Kol  ve bacaklarınız açsanız yeter zaten.
Önemli bir nokta da şudur: Güneş banyosundan sonra cildin D vitaminini üretip, kan dolaşımına geçmesi için 48 saate ihtiyacı vardır. Yani güneş banyosundan hemen sonra duşa girip sabunlanırsanız, D vitamini de akıp gider. Diyelim kol ve bacaklarınızı güneşlendirdiniz, onlara sabun değdirmemeye çalışın, yoksa boşuna çaba harcamış olursunuz.
Güneşe çıkmanın dışında, özellikle de  kış aylarında D vitamini almak en iyi çözümdür. Ben zaten her gün çok sayıda vitamin aldığımdan, ayda bir vitamin D ampulü almayı tercih  ediyorum.

Tabi balık da harika bir kaynak, ancak ihtiyacımız kadar D vitamini almak için kilolarca balık tüketmek bana biraz fazla geldiği için, ben takviye almayı tercih ediyorum.

sevgiyle kalın 😊
Tülay Okcu

11 Nisan 2017 Salı

Beni merak edenlere




şimdi ben bu sayfayı okusam bunları yaşayan kişi nasıl biri diye merak ederdim. işte buyurun benim tulay okcu. Resmi zoomlarsanız ellerimi de görürsünüz.


Sevgiyle kalın 😊https://www.facebook.com/saglikveyasamkoclugu/

Strese girince bedenimizde ne olur ?


Biz stres altındayken, bedenimiz, bir stres hormonu olan Kortizol salgılar. Bu, canlıların hayatta kalmasını sağlayan en temel koruma sistemidir ve bu mekanizma sürüngen, yani ilkel beynimiz tarafından çalıştırılır. Biz buna "savaş ya da kaç diyoruz". Bir aslanla karşılaşıyorsun, ya aslanı vuracaksın ya da kaçacaksın. Ne yaparsın? Tabi ki kaçarsın. Beyin, alarm zillerini duyar duymaz kortizol salgılatır ve böylece kaçıp kurtulmak için gerekli kaynaklar mobilize edilir. Kalp daha hızlı atar, daha çok kan pompalanır ve kaslara gönderilir... ne de olsa kaçman lazım, bacaklara kuvvet. Şimdi bedenin kullanabileceği belli sayıda kaynakları var. Olağanüstü hal için kaynakları nereden bulacak, bütün iç organlar gerekli, duyular gerekli; onların çalışmasını hiç bir şekilde kısamaz. İşte bedenin her zaman bir yedek kuvveti vardır o da bağışıklık sistemi. Olağanüstü ihtiyaç olduğunda ek kaynak sağlamak için bağışıklık sisteminin çalışması kısıtlanır.

7 Nisan 2017 Cuma

Zencefilli Maske



Görüntünün olası içeriği: yiyecekKolayca yapabileceğiniz bir maske tarifi. Cildi yumuşacık yapıyor ve gözenekleri de sıkıştırıyor. Bu tarifin aknelere de iyi geldiği söyleniyor. Zerdeçal zaten ciltteki lekelenmelere kırışıklara iyi geliyor. Karbonat peeling etkisi yaratıyor. Yoğurt zaten tek başına bir mucize. Malzemeleri karıştırdıktan sonra fırçayla yüzüme sürüyorum. Göz altına sürmeseniz daha iyi. Yaklaşık 15-20 dakika bekliyorum. Yıkamadan önce elime eldiven takıyorum çünkü zerdeçal fena boyuyor. Ilık suyla yıkadıktan sonra bir küçük bir havluyu ıslatıp yüzümü siliyorum yoksa zerdeçalın sarı rengi ciltte kalıyor. Sonra gül suyu ile tekrar silip yüzüme krem sürüyorum. Siz de yapın, çok beğeneceksiniz.

Bir tatlı kaşığı yoğurt
Bir silme çay kaşığı karbonat
Bir silme çay kaşığı zerdeçal



Sevgiyle kalın 😊
Tülay Okcu


6 Nisan 2017 Perşembe

pH değeri niçin önemlidir?


Vücudunuz sizin en değerli varlığınız. Ona nasıl davranırsanız, size aynı kalitede karşılık veriyor. Vücudumuz sağlıklı bir şekilde çalışması için pH değerinin en uygun düzeyde bulunması gerekir. Bu uygun pH dengesi ortalama 7.35 düzeylerindedir. Gün içerisinde yediğimiz birçok yiyecek asidik olduğundan bu dengeyi bozar ve vücüttaki fazla asit hücrenin çalışmasına zarar verir, yeterince oksijen almasına engel olur. Yeterince oksijen alamayan hücrelerin bozulduğunu daha önce anlatmıştım. Zarar gören hücre döngüsünü tamamlayamaz ve bu durum organlara kadar yayılır. Bağışıklık sistemi zayıflar, vücut yağ depolamaya başlar ve hastalıklar kapıyı çalar.Alkali beslenmenin temeli vücuda alınan gıdaların asidik düzeylerini azaltıp, sistemi en baştan çökertmemektir. İnsan vücudundaki kanın pH değerlerindeki oynamalar önemli metabolik etkilere yol açar.

1 Nisan 2017 Cumartesi

Omega3 neden önemlidir ?


Dün yeterince oksijenlemeyen hücrelerin dış zarının bozulduğundan bahsetmiştim. Peki bunu önlemek için ne yapabiliriz? Bunun en önemli yollarından biri Omega3 takviyesidir.Buradaki kilit nokta sağlımız için son derece önemli olanOmega3'ü sadece beslenme yoluyla veya besin takviyesi formunda alabiliyor olmamız. Omega3 eksikliği yaşadığınızın farkında bile olmayabilirsiniz. Ama vücudunuz bu açığı kendi başına kapatamıyor.
Ben yıllardan beri Omega3 kapsülü kullanıyorum. Hayatta tek bir vitamin alabilirsin deseler, sadece ve sadece Omega3 alırdım. Romatoid Artrit ağrılarımın bitmesinin en önemli sebeplerindendir Omega3. Doktorumun bana verilecek ilaç kalmadığını söyledikten sonra  başlamıştım. O dönemde ağrılarım çok fazlaydı ve günde üç kapsül alıyordum. Ama artık ağrılarım kalmadığı için, şu an tek bir kapsül alıyorum. Herkes Omega3 almalı mutlaka, hasta veya sağlıklı farketmiyor.

Günümüzde işlenmiş gıdalar besinlerimizin çoğunluğunu teşkil ettiği için binlerce yıl öncesi gibi yeterli miktarda Omega3 alamıyoruz. Omega3 seviyesi yeterli olan bedenlerde hücrelerin oksijensiz kalma olasılığı düşer ve hücre zarları sağlam kalır. Daha doğrusu Ph değerleri ve Omega3 seviyesi yüksek olan beden çok zor hastalanır. Bazı kaynaklar, Otto Warburg'un buluşunu "Bütün hastalıkların sonu" olarak değerlendirir.